SAKLI HUZUR

Bulunduğumuz coğrafyada hep zorlu bir süreç içerisindeyiz. Ülkece refaha erdiğimiz günleri en son ne zaman işittik pek çoğumuzun hatırına bile gelmez. Ekonomik kriz yaşadık, yaşıyoruz ve bu gidişle hep yaşayacağız. Hayatın hummalı kargaşası arasında iç huzurunun tadını unuttuk. Gözümüzü açıp yumuncaya kadar sürekli değişen düzenin yarattığı psikolojik stres, giderek değersizleşen paramızın oluşturduğu gelecek ve birikim kaygısı, salgın nedeniyle dükkânlarının kepenklerini indirmek zorunda kalan işyeri sahiplerinin gelir problemi ve daha nicesini sayabileceğimiz sebeplere maruz kala kala var olan huzurumuzu yitirdik. Yarının garantisi hiç bir zaman yoktu ama bir zamanlar huzurluyduk.Yüksek meblağlar kazanmıyorduk, cüzdanımız kabarık değildi fakat kendi yağımızda kavrulup gidiyorduk. Bu da bize yetiyordu. Fakat ışık hızında değişti her şey.Bazılarımız kendi isteği dışında itildi huzursuzluğa bazılarımızsa hep daha fazlası diye doymak bilmeyen egosu yüzünden huzursuz.

Peki huzur nerede biliyor musunuz? Huzur ne yerde, ne gökte, ne sağda, ne solda, ne de bir başkasında sadece aynadaki gördüğümüz bedende saklı. Bu yüzden zamansız ayrılıklar bu kadar acı vermiyor mu aslında. Huzuru karşımızdaki insandan beklediğimizde ya da huzuru buldum sanıp eş dediğimize körü körüne bağlandığımızda umduğumuz gibi olmuyor sonu bazen. Kendi huzurumuzun değerini bir insana, bir nesneye, bir objeye, bir olguya, bir düşünceye ve sıralayabileceğimiz sürüyle nedene bağlayınca eksiltiyoruz. Huzurumuz bu dünyada tek ve özel olan bizlerde saklıdır.

Huzur nerede biliyor musunuz? Mutlu olduğumuz her şeyde huzur vardır. Giydiğimiz kıyafetten tutun sohbet ettiğimiz insanlara yaptığımız işimize kadar huzurumuzun dozajına etki edecek detaylar var. Nihayetinde bu detaylar eşittir biz demek. Bizi birileri beğensin moda kavramına uyalım diye bedenimizi sıkıştırdığımız kıyafetler bizi mutlu etmiyorsa bırakın bize demode desinler. Modaya uygun kıyafetler giymektense kıyafetlerimize uygun modayı taşıyalım bedenlerimizde çünkü huzurumuz bağımsızlığımızı simgeleyen kıyafetlerde saklıdır.

Ülkemizdeki şartlar bizi sevmediğimiz işlere zorluyor olabilir. Kazancı yüksek diye istemediğimiz mesleklere yöneltiliyoruz haklı sebeplerden ötürü. Neredeyse soluduğumuz havaya bile para ödeyecek duruma gelecekmişiz gibi yaşarken, günden güne kötüleşirken ekonomik durumumuz, geliri iyi olmayan mesleği kim seçer haklısınız. Huzur bu işin neresinde peki? Sevgisinde… Sevgi ne kadar önemli bir duygu bu meslek dahi olsa… Sevmediğimiz mesleklere kendimizi mahkûm ettiğimizde aldığımız paranın da bereketinin kalmayacağını üstelik bir de huzursuz ve haliyle mutsuz yaşayacağımızı bilsek yine de seçer miydik acaba? Piyango gibi olan şu dünyada bir kez yaşama şansı vurmuşsa bize onu da mutlu ve huzurlu geçirmek dururken bu mutsuzluk prangası neden? İşte birçoğumuz da böyle maddi avantaj yüzünden yitirdi var olan huzurunu. Kendini bir çeşit zorla yapılması gerekenler döngüsüne hapsederek kaybetti mutluluğunu. Yahu nerede bu huzur biliyor musunuz? Huzurumuz zincirlerinden kurtulmuşçasına şevkle yaptığımız işimizde saklıdır.

Başkalarının bizim hakkımızda ne düşündüğü ne kadar önemli oldu bizler için. Onlara kendimizi takdir ettirmek için girmediğimiz kılık oluşturmadığımız yüz giymediğimiz maske kalmadı. Farkındaysanız tek tip yüzler çoğaldı televizyon ekranlarında. “Güzellik” kavramı birilerine göre oluşturuldu ve herkes tarafından sorgulanmadan uygulanmaya başlandı. Güzellik kavramı herkese göre farklıdır oysa. Kendimizi ait hissettiğimiz yüzler değil oluşturduklarımız. Alanı felsefe olan insanların en iyi yaptığı şey düşünmek ve sorgulamaktır. Hepimizin oturup düşünmesi, sorgulaması gerektiği ve bunun artık zaruri kılındığı bir dönemdeyiz bu yüzden huzuru biz biraz da sorgulamamaktan kaçırdık.Huzurumuz nerede biliyor musunuz dogmatik olgulardan kurtularak uyduruk stereotip şekillerden sıyrılıp var olan bizi kabullenmekte saklıdır.

“Az insan çok huzur” lafını ne çok işitir olduk. Yine birileri kendi doğrusunu kabullendirmişti hepimize. Oysa bizlere faydalı şeyler katacak doğru insanlar tanıyıp onları hayatımıza katmamız bizi hayatta daha avantajlı yapmaz mı? Huzur heybemize katabildiğimiz kadar güzel insan biriktirmekte saklıdır.

Kırmamak için haz almadığımız insanlarla ister istemez hayatımızın bir döneminde muhatap oluruz. Bu kişiler ya patronumuzdur ya da çalışma arkadaşımızdır. Aynı ortamda bulunduğumuz için katlanmak zorundayızdır. Bir süre sonra o istenmeyen maddeler bizi işimize gitmekten de soğutur. Böyle durumlarda yapılan en güzel ve mantıklı yol pek de ciddiye almamaktır. İşimize odaklanmak ve o maddeleri saygı çerçevesinde görmezden gelmektir. Huzur tam da bunu başarabilen kişide saklıdır.

Huzur nerede biliyor musunuz? Huzur kendi kimliğimize kavuşup istediğimiz yerde severek yaptığımız işle rahat ettiğimiz kıyafetlerle bir basmakalıba kendimizi sokmaya çalışmadığımız zamanda saklıdır.Saklıdır huzur kendi ruhumuzda. Yanında birileri olmadığında sıkılmamayı başarabilen hayat dolu insanlarda saklıdır huzur.Yakalayalım kaybettiğimiz huzuru en kısa zamanda…