KADINSAN
Yerküre üzerinde anlaşılması en zor yaratıklar olarak tanımlanır kadınlar. Her başarılı erkeğin arkasında da kadının saklı olduğu söylenir. Yeri gelir eş olur, yeri gelir anne olur, yeri gelir arkadaş olur. Hep bir şeyler olur ama… Bazılarına kul köle bile olur da yaranamaz hatta… Yaradılış gereği narin ve kibardır. Genellikle kimseyi incitemezler fakat bam teline dokunulunca çıkarırlar pençelerini. Kadınların birçoğu için kendilerine göre oluşturdukları bir çember vardır. Bu çemberde ailesi, dostları, sevdikleri ve iş hayatı mevcuttur. Hepsiyle bir arada hatta belki aynı anda ilgilenmek zorundadır.
Zordur kadın olmak. Büyük sorumluluklara göğüs geren, eli taşın altından hiç çıkmayandır. Doğmadan önce başlar cinsiyetinin verdiği ayrıştırmalar. Kadınsan pembe renk kıyafetler giymelisin, oturmasını kalkmasını bilmelisin, terbiyeli olmalısın, ev işlerine yardımcı olmalısın, yemek yapmayı da öğrenmelisin, evini de temizleyebilmelisin, sinirli ve yıkıcı olmamalı, yapıcı olmalısın, saygılı olup alttan almalısın, ha bu arada akademik olarak da başarılı olmalısınlarla devam eder kadının yükümlülükleri. Peki bu yükümlülükler nasıl belirlenmiş acaba? Kim tonlarca ağırlığı kadının omuzlarına bindirip ayağa kalkmasını beklemiş? Belki de birileri yine işine geldiği gibi durumu şekillendirmeyi seçmiştir.
Hassas olduğu kadar güçlüdür kadınlar. Aynı anda her şeye yetişebilendir. Sabah kalkıp eşi ve çocuğu için kahvaltı hazırlayıp işine de tam vaktinde gitmeyi başarandır. İş çıkışı o yorgunlukla evine gelip temizliğini, yemeğini hatta varsa ütüsünü bile o kısacık zamana sığdırabilendir. Tüm işleri bittikten sonra ayaklarını uzatıp dinlenmek varken çocuğu ve eşine vakit ayırmayı tercih edip kendinden feragat eden canlının ta kendisidir. Geç kalmak, aksatmak, yapmamak, ertelemek yoktur çoğu kadının lûgatında.
Kadınları anlamak zordur denir. Aslında kadınları anlamak karmakarışık bir durumdur. Onlar daha detaycı yaklaşırlar olaylara. Pahada az düşüncede fazla şeyler daha çok ilgilerini çeker. Anlam yüklerler her bir davranışa ve iyi gözlem yaparlar. Birçok kadın çabuk inanır, sever ve aynı hızda da soğur, nefret eder. Sadece karşınızdaki kadının püf noktalarına dikkat ederseniz onları anlamak da kolaylaşacaktır.
Kadına ait roller repertuarı çok çeşitlidir. Örneğin; iyi bir eş olmak, iyi bir anne olmak, iyi bir gelin olmak, kocayı, çocuğu, evi ihmal etmemek, tutumlu olup para biriktirebilmek, bakımlı ve ilgili olup kocanın gözünü dışarıya baktırmamak, bir de mesleğinde de iyi olmak şeklinde -meli, -malı cümleler uzar gider. Hep bir fedakârlık yapması beklenir kadından. Oysa onun da duyguları, istekleri, hayalleri, planları, umutları vardır. Çoğu zaman dile getirirler bunları fakat yine kendileri duyar kendi seslerini.
Kadınsan zordur mücadele etmek toplumun itekleyerek kapattığı kafeste. Kadının rolleri diye sıraladıklarımız aslına bakarsak ataerkil toplumun kadına dayattırdıklarıdır. Kadınlar istediği zaman üstesinden gelemeyecekleri problem yoktur. Cinsiyet ayrımcısı birileri bundan ödü koptuğu için kadının kanatlarını kırıp bir kafese tıkmaya çalışmaktadırlar.O kafesten kurtulan kadınlarımız elbette mevcuttur. Kadınlar olarak benliğimize yüklenen -malı, -meli olarak sıralanan cümleler kökten değişime gitmedikçe maalesef uçmayı başaranlarımızım sayısı gitgide azalmaya mahkumdur.